İzmir’in en eski ve dolayısıyla en “dolu” ilçelerinden Buca hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Kent tarihi konusuna meraklı herkesin bu soruya verebileceği pek çok cevap var. Kimi yüzyıllar boyunca tadına doyulmayan üzümünden söz eder, kimi tarihi yapılarından, kimi de özellikle Levanten ailelerle birlikte oluşan zengin kültüründen…
Elbette atlı sporların gelişmesindeki öneminden söz eden de olacaktır, seyyahlarından anılarından parçalar anlatan da. İllâki uzak geçmişe gitmeye de gerek yok. Buca’nın sokaklarını adımlarken bir köşe başında karşısına çıkan sokak lezzetini anlata anlata bitiremeyenlerin yanıtı iştahımızı kabartırken, Büyük Kurtarıcımız Atatürk’ün maskını her gördüğünde yaşadığı gurur ve hüzünden bahsedenlerin cümleleriyle hislenebiliriz. “Girizgâh” uzun oldu ama mevzubahis Buca olunca kısa kesmek pek kolay değil.

Peki, Buca’daki mağaralar hakkında bir şeyler duydunuz mu? Eğer Dokuz Eylül Üniversitesi ve Ege Üniversitesi’nde bulunan Mağara Araştırma Kulübü’nden bir arkadaşa sahip olacak kadar şanslı değilseniz muhtemelen kulağınıza bir şeyler çalınmamıştır. O şeref bize ait olsun, bilgiyi paylaşarak çoğaltalım.
Yer altı sularının oluşturduğu önemli karstik şekillerden olan mağaralar, yer altı akarsu ağı sisteminin parçasıdır ve fiziksel ya da kimyasal yollarla meydana gelirler. Yüzeyde akan suların yer altına geçmesi sonucu mağaraların dışında kuru, kör ve çıkmaz vadilerle doğal tüneller ve köprüler oluşur.
Karst akarsu sistemi hakkında bilgi edinmek, erime ile kimyasal aşınmanın karstik şekillerin meydana gelmesindeki rollerini ortaya koymak, karstik sahalarda kaynak sularını değerlendirmek ve baraj sularının sızmasıyla ilgili problemleri çözmek açısından mağara incelemeleri önemlidir. Ayrıca mağaralar farklı bir ekosistem olmalarının ve turistik potansiyellerin yanı sıra sağlık açısından da mühim morfolojik şekillerdir. Bu nedenle inceleme konuları mağaralar olan bir bilim dalı gelişmiştir. Bu bilim dalına “speleoloji” denir.
İzmir’de mağaracılık pek eskiye dayanmıyor. Yukarıda ismi geçen kulüpler bu alanda katkı vermeyi sürdürüyorlar. İki kulübün yanına son yıllarda Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Kars Araştırma Grubu da eklendi ve incelemelere başladı.
Türkiye’nin mağara potansiyeli açısından İzmir, azımsanamayacak bir yere sahip. Ancak derinlik ve uzunluk ölçülerine bakıldığında, aralarında Türkiye sıralamasına girebilecek mağara yok. Ödemiş, Urla, Buca, Torbalı, Foça, Selçuk, Aliağa, Dikili, Karaburun, Kemalpaşa, Tire ve Bornova ilçelerinde kayda alınmış ve araştırmaları tamamlanmış 50’nin üzerinde mağara mevcut. En fazla mağaraya sahip bölgeler ise Kemalpaşa, Torbalı ve Buca.
Evet, Buca da bu konuda da adını zirveye yazdırmış.
İzmir’deki mağaraların, eğitim ve turizm açısından yer tuttuğunu söylemek isterdik ama ne yazık ki henüz o aşamada değiliz. Şimdilik İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı tarafından yayımlanan Coğrafya Ansiklopedisi’nin birinci cildinde yer alan bilgileri belleğimize atalım ve en azından bazılarını gezebileceğimiz günleri bekleyelim.
Buca’nın Mağaraları
Buca’da şimdiye dek keşfedilmiş altı mağara bulunmaktadır. Bunlar; “Baykuşlu, Dereçalı, Sütunlu, İnilmez İni I, İnilmez İni II, Karain Mağarası” adlarıyla tanınır. Mağaraların tamamı Kırıklar köyündedir.
Baykuşlu Mağarası: Sivritepe’de bulunan mağara, yüzeyden 20 metre derinliğindedir. Mağarada çok sayıda yarasa yaşamaktadır. Bu mağaraya adını veren baykuşlar da burayı yaşam alanı olarak kullanmaktadır. Mağara içerisinde dikkati çeken sarkıt ve dikitler gelişmiştir.
Dereçalı Mağarası: Kırıklar köyünde bulunan ikinci mağaradır. Mağara, 16 metre derinliğinde ve 52 metre uzunluğundadır. Mağarada sarkıt ve dikit oluşumu gelişmektedir. Mağarayı çok sayıda yarasa, yaşam alanı olarak kullanmaktadır.
Sütunlu Mağara: Mağara, 15 metre yüksekliğinde 25 metre derinliğinde ve 20 metre uzunluğundadır. Mağarada sarkıt ve dikit oluşumları dikkat çekicidir. Mağarada sarkıt ve dikitlerin birleşmesiyle oluşmuş büyük bir sütun bulunmaktadır. Mağaraya da bu yüzden sütunlu mağara ismi verilmiştir.
İnilmez İni I: Sivridağ’da bulunan İnilmez İni I Mağarası, 69 metre derinliğinde ve 98 metre uzunluğundadır. Mağara da sarkıt ve dikitler değişik renkleriyle ilginç bir manzara oluşturur. Mağarada, yarasalardan başka çok ayaklılar sınıfından canlılar renksiz bir örümcek yaşamaktadır. Bu boyutları ile mağaraya inmek ve çıkmak güçtür.
İnilmez İni II: Sivridağ’da bulunur, 35 metre uzunluğundadır. Mağarada bir miktar ince ve uzun bacaklara sahip renksiz örümcek yaşamaktadır.
Karain Mağarası: Sivridağ’da bulunan mağara, 20 metre yüksekliğinde ve 25 metre uzunluğundadır. Mağarada, çok sayıda yarasa ve ayrıca güvercin yaşamaktadır.